Ortadoğu'da sınır aşan sorunların başında su konusu gelir. Göçmen konusu da son yıllarda bu kapsamda ele alınacak düzeye ulaştı. Bu günlerde farklı ülkelerde yaşayan Kürtler de bu eksende ele alınmaya başlanabilir.

 

Bileşik kaplar misali bir ülkede yaşanan gelişme, diğer ülkelerin sınırlarının içine taşabilir.

 

Soğuk barış yıllarının kavramlarıyla düşünen, modası geçmiş yönetim modelleriyle çözüm arayanlar, iç savaş süreçlerinin kanlı bedelini görmüyorlar. Dünya güçlü merkez inşasına doğru evrilirken, Ortadoğu'da fiilen bölünmüş coğrafyalarda, Sudan'da, Libya'da yaşananları görmek istemiyorlar. Ortadoğu'da, Orta Asya'da, etnisiteye, mezhebe ve inanca dayalı ayrışmalara değil, en azından Avrupa Birliği gibi, mümkün olsa Amerika Birleşik Devletleri gibi birleşmelere ihtiyaç var. Bölge ülkelerinin dayanışma ve işbirliği, şüphesiz ayrımsız biçimde tüm yurttaşlarının da özgürlüğü,  güvenliği, refahı ve barışı ile anlam bulacaktır. Ulus devletleri demokratikleştirecek olan yeni bölünmeler değil, ortak hukuk, ekonomik entegrasyon, serbest dolaşım ve güvenlik alanında işbirliğidir.

MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin çağrısı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sahiplenmesiyle yaşananan gelişmeler dikkatli okumayı gerektiriyor. Yapılan "örgütü fesih" çağrısından sonra ortaya atılan, "Suriye hariç" tezi ciddi bir tuzağa dönüşüyor. Bir taraf fiili durum oluşturma hesabı yaparken, bunun askeri müdahaleye zemin oluşturacağını da öngörüyor. İsrail'in "zayıf Suriye" stratejisi adım adım ilerliyor. Doğru bir yol haritası olmazsa, resmi değilse de fiilen parçalı bir Suriye oluşacak. Merkezi yapının sadece bir bölgeyi tam kontrol edebildiği durumda, domino etkisiyle Irak'ta da dengeler altüst olur. Bu durumda hem Türkiye, hem İran kolay hedef olur. Daha net ifade edeyim. Bugün kim Kürtleri tahrik ve motive eden mesajlarla savaşa teşvik ediyorsa, felaket senaryosu hazırlıyordur. 110 yıl önce Ermenilere yaptıklarını bugün Kürtlere yapıyorlar. Kulağa hoş gelen bağımsız devlet planları, ne bölgesel gerçeklikle örtüşüyor, ne de küresel dengeler buna imkan veriyor. Kürtlerin orta ve uzun vadede yararına olan, Türkler ve diğer bölge halklarıyla eşit, barış içinde, ortak yarınları kurmaktır.

 

Suriye'de,  İsrail'in önce Dürzileri kanatları altına alma çabası, ardından Kürtlere statü konusunda ısrarlı açıklamalar yapması, herkesin dikkatini çekiyor. İran'a müdahale hesaplarının yoğunlaştığı bir ortamda, Suriye'nin geleceği, herkesi, hepimizi çok yakından ilgilendiriyor.

Toplam Okunma Sayısı : 291